Disosiasyon Nedir?
Disosiasyon, bölünme, kopma, çözülme olarak açıklanmaktadır. Zihindeki bir anının, duygunun, düşüncenin, bilginin bağı diğer anı, duygu, düşünce, bilgiden ayrılmakta, kopmaktadır. Kişi, bazen bu anıya erişebilmektedir bazen erişememektedir. Disosiasyon durumunda bellek, bilinç işlevlerinde bir bozulma görülmektedir. Bu bozulma yapısal olmaktan çok pek çok psikolojik sorunda olduğu gibi işlevseldir.
Fransız Psikiyatrist Janet, disosiasyonu belli koşullar altında bazı düşünce ve eylemlerin bilincin geri kalan kısmından ayrılması ve farkındalık olmadan işleve girmesi olarak açıklamıştır.
Bastırma ve Disosiasyon Arasındaki Farklar Nelerdir?
Disosiasyonda, bilinçten ayrılan anılar, düşünceler bilince ulaşabilir. Bastırmada ise, bastırılan malzeme bilince çıkmaz, davranışlar ve dil sürçmeleri ile ulaşılabilir.
Disosiyatif Bozukluk
Organik bir nedene dayanmaksızın bilinç, bellek, algılama konusunda bozuklukların görülmesidir. Travmatik bir ya da birçok yaşantıya bağlı olarak bilincin ve belleğin belli bir zaman süresinde kapanmasıdır. Bu sorun çocukluk çağında tacize uğramış, şiddetli travmaya maruz kalmış kişilerde yüksek oranda görülmektedir.
“Bu Şeyi Yaptım mı Acaba, Yoksa Aklımdan mı Geçti Bilemiyorum ”
Disosiyatif bozuklukta, bazı kişiler bir şeyi yaptıklarını mı yoksa yapmayı akıllarından geçirdiklerini mi bir türlü hatırlayamayabilirler.
Disosiyatif Bozukluk Belirtileri
Bu sorun kendini disosiyatif bayılmalar, disosiyatif kaçışlar, disosiyatif unutma gibi kişiden kişiye farklı olabilen belirtilerle gösterebilir.
Disosiyatif Bayılmalar
“Bayılma esnasında sesleri duyuyorum, ama yanıt veremiyorum”
Kişi kendisini etkileyen bir olaydan sonra kendisine zarar vermeyecek şekilde yatağa, koltuğa düşerek bayılır. Genellikle insanların önünde görülecek biçimde korunarak düşme olur. Epilepsiye benzer kasılmalar, gerilmeler görülebilir. Bu bayılmalar esnasında, kişi dışarıdan gelen sesleri duyduğunu ancak yanıt veremediğini belirtir. Kasılmalar esnasında, sağa sola çırpınabilir. Bu nöbetler en az 10-15 dakika, bazen de saatlerce sürebilmektedir.
Disosiyatif Kaçışlar
“Yola çıkıyorum. Bir yere geliyorum, oraya nasıl geldiğimi bilemiyorum”
Kişi aniden evinden uzaklaşarak başka bir kente yerleşebilir. Yeni yerde saatlerce, günlerce, aylarca kalabilir. Daha önce yaşadığı yeri, kimliğini hatırlamaz. Genellikle yeni bir kimlik edinir. Uzun süren seyahatlere çıkma olur. Bu durumların disosiyatif bozukluk belirtisi olabilmesi için herhangi bir ilaca ya da nörolojik hastalığa bağlı olmaması gerekir.
Disosiyatif Unutma
“Mezuniyet törenimi hatırlamıyorum”
“Nikah törenimi hatırlamıyorum”
“Evde bir çanta buluyorum.. Bu çantayı ne zaman almışım, nasıl almışım, nerden almışım hiçbir şey hatırlamıyorum…”
“Geçen gün sokakta yürürken yanıma ismimi söyleyerek yaklaşan kişi beni hatırlamadınız mı dedi… Israr etti. Ama onu hatırlamadım, tıpkı geçen günde yaşadığım olay gibi…”
“Dışarı çıktığımda üzerimdeki elbiseyi ne zaman giydiğimi, nasıl giydiğimi, nasıl seçtiğimi hatırlamıyorum”
Disosiyatif Unutma Belirtileri
Kişi sıradan bir unutkanlıkla açıklanmayacak şekilde kişisel bilgilerini hatırlayamaz. Bazı anılara, bu anılarla ilişkili duygulara, düşüncelere ulaşılamaz. Kişi yaşamının önemli bir bölümünü anımsayamaz. Anımsanamayan dönemler genellikle travmatik veya stresli dönemlerdir. Travmatik veya stresli dönem, bilinçten silinmiş, hiç yaşanmamış gibidir. Kişide hatırlanamayan kısa süreli hafıza kaybına karşı bir aldırmazlık olduğu görülür. Bu sorunu yaşayan kişilerde yeni bilgileri öğrenme kapasitesi bozulmaz. Bu belirtilerin disosiyatif bozukluk belirtisi sayılması için unutmaları açıklayan herhangi bir organik bozukluğun olmaması gerekir.
“Disosiyatif Unutmalar, Kadınlarda Daha Sık Görülmektedir”
Aile içinde disosiyatif bozukluğun sıklığı ve yaygınlığı kesin bilinmemekle birlikte, sık görülmeyen bir bozukluk olduğu belirlenmiştir. Yapılan çalışmalarda, disosiyatif amnezinin %7 oranında görüldüğü tespit edilmiştir. Ergenlikte ve erken dönem erişkinlikte ortaya çıkmaktadır.
Fiziksel-nörolojik, ruhsal muayene, EEG, beyin görüntüleme vb. tetkikler yapılmalıdır. Organik nedene bağlı ruhsal bozukluklar, kafa travması, epilepsi nedenleri ile oluşan ve disosiyatif unutma semptomlarına benzerlik gösteren durumlar disosiyatif unutma olarak değerlendirilmelidir.
Disosiyatif Füg
“Geçen gün film izlerken eşim bana seslenmiş, çocuğum ağlamış, zil çalmış ama ben bunların hiçbirinin farkında değilim.”
Kişinin adını, ailesini, kimlik bilgilerini unutarak, evindeki alıştığı ortamdan ayrılması, nasıl geldiğini bilmediği bir yerde bulmasıdır. Kısmen veya tamamen yeni bir kimliğe girer.
Kişi, füg başlangıcındaki zamanı hatırlarken, füg esnasındaki durumunu, tepkilerini hatırlamaz. Saatlerce, günlerce sürebilir. İyileşme, genellikle uykunun ardından olur. Bazı vakalar yeni bir kimlik geliştirerek, aylarca bu kimliği sürdürebilir. Savaş, doğal afet vb. çatışmadan sonra ortaya çıkabilir. Psikososyal stres etkenleri (kayıp, sevgiliden ayrılık, reddedilme, evlilik çatışmaları vb.) bağlantılı olabilir.
Fiziksel-nörolojik, ruhsal muayene, EEG, beyin görüntüleme vb. tetkikler yapılmalıdır. Disosiyatif füg öncesinde, bilinçte bir sislenme görülmektedir. Bu durum, organik bir tabloyu düşündürebilir. Bu nedenle, organik nedene bağlı ruhsal bozukluklar, kafa travması, temporal lob epilepsi nedenleri ile oluşan ve disosiyatif füg semptomlarına benzerlik gösteren durumlar disosiyatif unutma olarak değerlendirilmelidir.
Yapılan çalışmalarda, disosiyatif fügün görülme sıklığı, %0.2 olarak bulunmuştur.
Depersonalizasyon Bozukluğu
“Bazen kendi hareketlerimi dışarıdan izliyormuşum gibi hissediyorum”
“Vücudumun kendime ait olmadığını hissediyorum. Sanki, kolum bacağım benim değil”
“Bugün yaşadığım olayın aynısını yaşadım gibi geliyor. Acaba yaşadım mı yoksa rüyamda mı gördüm, bilmiyorum…”
“Aynaya baktığımda bu ben miyim diyorum… Kendimi tanıyamıyorum”
Kişi sürekli, yineleyen bir şekilde, kendisinin bedeninden ayrıldığını hissetmekte, ya da bedenini dışarıdan izlediği hissini yaşamaktadır. Kendisine yabancılaşma duygusu içindedir. Gerçek olmadığını, bedeninin bazı parçalarının (ellerinin, ayaklarının) değiştiğini, kendisini tanıyamadığını belirtir. Bu durum, birkaç saat sürebilir ve tekrarlayabilir. Davranışlarının, düşüncelerinin kendisine ait olmadığını hissetme hali de görülür.
Depersonalizasyon, fizyolojik ve anatomik durumdan kaynaklanabileceği gibi, erken dönem olmuş olan psikolojik bir travmadan veya stresli bir yaşam olayından da kaynaklanabilir.
Genel toplumun yaklaşık %70’inde depersonalizasyon bir belirti olarak görülebilir. Epilepsi ve beyin tümörü ayırıcı tanıda dışlanmalıdır. Depersonalizasyonun sıklık ve yaygınlığı % 2.5 olarak bulunmuştur. Diğer ruhsal sorunlarda da (kaygı bozuklukları, depresyon, şizofreni, madde kullanım bozuklukları vb.) organik hastalıklarda, ilaç yan etkilerine bağlı olarak da depersonalizasyon görülebilir, bu nedenle gerekli tetkiklerin, değerlendirmelerin yapılması önemlidir.
Tedavi
Terapide öncelikli hedef, durumun nasıl ve ne şekilde başladığını bulunmasını sağlamaktır. Travmatik yaşantıların tespit edilip psikoterapide travma çalışması yapılarak çözümlenmesi önemlidir.
DOÇ. DR. ADNAN ÇOBAN
PSİKİYATRİST-PSİKOTERAPİST
Çoğul Kişilik Bozukluğu (Disosiyatif Kimlik Bozukluğu) hakkında bilgi almak isterseniz eğer ki; İlgili linke tıklayabilirsiniz.
Konversiyon Bozukluğu
Konversiyon bozukluğu, kişinin psikolojik olarak yaşadığı stresini fiz...
Çoğul Kişilik Bozukluğu (Disosiyatif Kimlik Bozukluğu)
Çoğul kişilik bozukluğu disosiyatif sorunlar içinde yer alır. Disosiya...