Fenerbahçe Türk futbol tarihinde benzeri görülmemiş bir talihsizliği ikinci defa yaşamış oldu. Hem de aynı başkan ve teknik direktörle. Bu Aziz Yıldırım’ın mı Daum’un mu şanslığı bilinmez. Ancak fatura maalesef bu ikiliye kesildi. Daum’un bu talihsizliğin yaşanmasında katkısı var mıdır? Elbette vardır, ama Daum bu ligde bulunan diğer teknik direktörlerden çok daha fazla hata yapmış değildir. Fenerbahçe şampiyonluk şansını son haftada değil de üç dört hafta öncesinde kaybetmiş olsaydı verilen tepki bu kadar olmazdı. Çünkü Fenerbahçe şu haliyle, ligin başında kesin şampiyon olur denilen Galatasaray’dan ve geçen sene iki kupayı da almış olan Beşiktaş’tan çok daha başarılıdır. Bu noktada akla şu soru geliyor: Acaba ligi üçüncülükle bitiren Galatasaray’da niye bir teknik direktör ve başkan değişikliği gündeme gelmiyor da Fenerbahçe’de geliyor. Bunun bence hiçbir rasyoneli yoktur. Çok refleksif ve mantık dışı bir tepkidir bu. Kaçırdığı onlarca golden sadece bir tanesini bu maçta atma becerisini gösterecek adam gibi bir santrfor olsaydı bugün bunları konu ediyor olmazdık.
Daum Hala En İyi Seçenektir
Fenerbahçe’nin aynı şanssızlığı yine aynı hatayla karşılaması doğru olmaz. Hatırlarsanız bir önceki kayıpta Daum gönderilmiş, Zico ile şans eseri bir ivme yakalanmış, ama Aragonies’le büyük bir fiyasko yaşanmıştı. Bu fiyaskodan sonra Daum’un getirilmesi yapılabilecek en iyi hamleydi. Aksi taktirde 2-3 yıl sürecek bir moralsizlik sürecine girilebilirdi. Daum takımı toparladı, prestijini kurtardı, iyi oynayan bir takım haline getirdi. Türkiye liglerinde çalıştırdığı takımlara 3 şampiyonluk, iki ikincilik kazandırmış bir teknik direktör başarısız addedilemez. Bu sene iyi bir takviyeyle Daum’un büyük işler yapacağına inanıyorum.
Aziz Başkanın Sakin Olması Gerekiyor
Demirel: “Ülkede yokluk var, benzin yok, yağ yok, şeker yok” diyenlere: “Kardeşim benzin vardı da biz mi içtik” diye cevap vermiş. Aziz Yıldırım’ın durumu da buna benziyor. Adam gibi oynayan bir santrfor vardı da Aziz Yıldırım mı gol attırmadı? Bu takım için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamış, İspanya gol kralını transfer etmiş bir insan daha ne yapmalıydı? Adam İspanya’da 42 gol atıyor. Türkiye’de on golü bile zor buluyor. İki yılda Türk futbolunun Küçük Emrah’ı oldu çıktı. Hemen hemen her pozisyondan sonra kaşları düşmüş, “ağlak” talihsiz bir adam gördük karşımızda. Başkana yüklenilmesi haksızlık ve vefasızlık olur. Bence küsmemeli ve yeni sezonda eksikleri tamamlanmış bir takımla, ama Daum’la yola devam etmelidir.
İyi Bir Moral Programı Şart
Büyük bir travma yaşandı. İzi yıllarca çıkmayacak bir travma. Yanlış anonsla yaşanan o sevincin kursakta kalması kadar bir taraftarı acıtan bir olay düşünemiyorum. Sadece takıma değil, bütün camiaya bir psikolojik destek programı şarttır. Bu sıcağı sıcağına yapılmalıdır. Önümüzdeki sezon takımda kalması planlanan futbolcular, teknik heyet, destek ekibi, yöneticiler ve hatta taraftarlar bu programa dahil edilmelidirler. Eğer bu yapılmazsa sakin olmak, öfkeyi kontrol etmek, doğru karar vermek, küskünlüğü önlemek ve iyi muhakeme etmek mümkün olmaz.
İyi Bir Halkla İlişkiler Gerekiyor
Yaşananlar Fenerbahçe’nin yalnızlığını, dostunun olmadığını ve antipatik algılandığını gözler önüne sermiştir. Trabzonspor’un son yıllarda Fener maçındaki kadar konsantre ve hırslı oynadığına şahit olmadım. Bu hırsın altında bir fener düşmanlığının yattığı çok açıktır. Eğer bir Galatasaray veya Beşiktaş aynı durumda olsaydı eminim Trabzon maça bu kadar asılmazdı. Bu bir takımın sadece taraftarı tarafından sempatik görülmesinin yeterli olmadığını ortaya koymuştur. Artık Fener düşmanlığını azaltacak, takımın antipatik görülmesinden kaynaklanan dezavantajları yok edecek bir halkla ilişkiler süreci başlatılmalıdır. Fenere yeni bir imaj ve yeni bir vizyonla sezona başlaması çok güzel olur.
DOÇ. DR. ADNAN ÇOBAN
PSİKİYATRİST-PSİKOTERAPİST
Küçük Fenerliler Ne Olacak?
Küçük Ali 12 yaşında, hayat dolu ve zeki bir çocuk. Yakın bir arkadaşı...
Olimpiyat ve Psikoloji
Koreli halterci halterin başına geldi. Herkes kesin kaldırır gözüyle b...