CRM uçuş emniyetinin olmazsa olmaz unsurudur. Pilotların kendilerine verilen kaynakları en iyi şekilde yönetebilmelerini amaç edinir. Bunun için de matematik, fizik, tıp, psikiyatri, psikoloji, sosyoloji, felsefe, mantık, antropoloji, iletişim bilimi gibi birçok bilimden yararlanır.
Yani multidisipliner bir konudur. Bu disiplinlerin en önemlilerinden biri de psikiyatridir. Psikiyatri ruhsal ve zihinsel performansı ölçmeyi, korumayı ve geliştirmeyi amaç edinmiş bir bilimdir. Bu yazımda önemli bir psikiyatrik tablo olan depresyonun belirtileri, davranışı ve iletişimi nasıl etkilediği ve CRM’ e nasıl yansıdığı konularını işlemeye çalışacağım.
Yönetmek en önemli beyin fonksiyonudur. Yüksek bir entelektüel seviyenin yanında iyi bir ruhsal ve zihinsel performans gerektirir. Bunun için de beynin fiziksel ve kimyasal dengesinin korunmuş olması gerekir. Pilotluğa seçilirken adaylar bir dizi testlerden geçerler. Bu testler beyin-göz-ayak-el koordinasyonunu gösteren psikomotor beceriyi, çoklu dikkat yeteneğini, tepki hızını, belleği değerlendiren zihinsel performans testlerinin yanında strese dayanıklılığı, kişilik profillerini, iletişim ve liderlik becerilerini ölçen ruhsal performans testleridir. Böyle bir değerlendirmenin hedefi esasen adayın beyin gücünü belirlemektir. Çünkü pilotluk mesleği dünyanın en stresli mesleklerindendir ve dayanıklı bir beyin ister. Ancak ne kadar güçlü olursa olsun beyin süre giden stres etkenlerine maruz kaldığında yıpranır ve gücünü kaybetmeye başlar. Depresyon da ruhsal ve zihinsel gücün zayıfladığı bir fonksiyonel beyin bozukluğudur. Beyindeki kimyasal bir dengesizliğe işaret eder.
Pilotlarda Depresyona Yatkınlığı Artıran Etkenler Nelerdir?
- Uçuş emniyet beklentisinin yüksek olması
- İş yükü fazlalığı
- Uçuş esnasında yaşanan aksaklıklar
- Sorunlu çalışanlar ve yolcular
- Teknik sorunlar
- Fiziksel Stresörler: Hipoksi, basınç değişiklikleri, elektromanyetik etkileşim, kötü hava şartları
- Borçlar, kayıplar, hayal kırıklıkları gibi bireysel sorunlar
- Ayrılık ve geçimsizlik gibi ailevi problemler
- Guatr, kansızlık, şeker, hipertansiyon, kalp, böbrek, karaciğer hastalıkları
- Kurum içi iletişim sorunları
- Sık gelen gece uçuşları
- Sosyal hayatın kısıtlılığı
- Yeterince dinlenememe
- İyi beslenememe
- Alkol ve madde gibi zararlı alışkanlıklar
Peki, Stres Anında Neler Olur?
Eşik üstü stres, bedende kortizol ve adrenalin gibi hormonların değerini yükseltir. Kortizol hormonu etkilerini daha çok metabolik olarak gösterir. Kolesterolü ve şekeri yükseltir. Su ve tuz tutulumunu arttırarak kan basıncını yükseltir. Ayrıca öfkelilik, dikkat ve konsantrasyon azalması, unutkanlık gibi yakınmalara yol açar. Adrenalin kalbi hızlandırır, damarları büzerek tansiyonu yükseltir. Kaslarda gerginlik, solunumda zorluk, huzursuzluk, mide asidinde artma gibi yakınmalara yol açar. Bu iki hormon bu değişikliklerin yanında serotonin ve norepinefrin gibi “mutluluk kimyasalları”nın aşırı tüketimine ve eksikliğine sebep olur. Sonuçta depresyon tablosu gelişir.
Depresyon Kendisini Nasıl Belli Eder?
Depresyonda ruhsal performans düştüğü için mutsuzluk, hayattan tat alamama, keyifsizlik, isteksizlik, ilgisizlik ve motivasyon azlığı gibi belirtiler ortaya çıkar. Kişi daha önce yapmaktan hoşlandığı şeyleri yapmak istemez veya eskisi kadar tat almaz. Uyku kalitesi bozulur. Uykuya dalamama, sık uyanma veya erken uyanıp uyuyamama olur. Kişi sabah kalktığında uykusunu almamış gibi hisseder. Zindelik algısı bozulur. Halsizlik, yorgunluk, enerji azlığı belirir. Sıklıkla baş ağrıları, sırt, omuz, bel ve karın ağrıları görülür. Zihinsel performans düştüğü için dikkat ve konsantrasyon zayıflar, unutkanlık, odaklanma güçlüğü ve dalgınlık gelişir. Öfke kontrolü bozulur. En ufak bir şeye tepki verme, tahammülsüzlük ve sinirlilik görülür. Depresyonda bazen iştah azalır bazen de artar. Cinsel ilgi, istek azalır, cinsel güç zayıflar.
Depresyon CRM’ e Nasıl Etki Eder?
- İsteksizlik ve ilgi azlığı kendisini iletişime kapalılık ve konuşmada azalma şeklinde gösterebilir. Bu da kokpit içi sıkıntıya ve yanlış anlamalara yol açabilir.
- Depresyon pilotun mesleğine ilgisini ve mesleki motivasyonunu azaltabilir. Bu pilotun bireysel başarısını düşürebilir, hatta onu mesleği bırakma noktasına getirebilir.
- Öfke kontrolünün azalması kokpit içi gerginliği arttırabilir. Ani tepkiler, parlamalar, öfke patlamaları yaşanabilir. Küçük aksaklıklara büyük tepkiler verilebilir.
- Anlama, kavrama ve algılama gücündeki azalma öğrenme güçlüğüne, eğitimde aksaklıklara ve akademik performansta düşüşlere yol açar.
- Depresyonda muhakeme bozulabilir. Alınganlık ve yanlış anlama potansiyeli artar. Bu da iletişim kazalarına sebep olur.
- Uyku bozukluğu çabuk yorulmalara sebep olur. Özellikle Airbus 320 ve Boeing 737 gibi CRM yükü nispeten daha büyük olan filolarda yorgunluk ve tükenme artar.
- Depresyonda hipoksi ve basınç değişiklikleri gibi fiziksel stresörlere dayanma gücü azalır.
Depresyonun Hata ve Kaza Açısından Önemi Nedir?
Pilotların beyninde uçuş esnasında birçok bilgi işlem süreci yaşanır. Özellikle iniş periyodunda binlerce karar verilir. Bu aşamada vücuttaki bütün organlarda bir hızlanma yaşanır. Mesela kalp normal hızının en az %20’si kadar hızlanır. Amaç beyne giden kan miktarını arttırmaktır. Çünkü beyinde de maksimal bir hızlanma yaşanır. Eğer beyinde yeterince hızlanma sağlanamazsa dikkat, konsantrasyon, bellek alanlarında zayıflamalar ve karar verme becerilerinde kayıplar yaşanır. Bu, hata ve fark edememe riskini beraberinde getirir. Nitekim pilotaj hatasına bağlı kazaların birinci sebebi zihinsel yorgunluktur. Beynin hızlanabilme kabiliyetini azaltan depresyon da bu yorgunluğun en sık sebebidir.
Neler Yapılmalıdır?
Depresyon belirtileri gösteren birinde öncelikle ruhsal ve zihinsel performansın seviyeleri belirlenmelidir. Bunun için geliştirilmiş “Zihinsel ve Ruhsal Check Up” programları vardır. Bilgisayarlı modüllerle dikkat, konsantrasyon, bellek, ruhsal durum, motivasyon, strese dayanıklılık gibi işlevler objektif olarak tespit edilebilir. Eğer bulgular bir ilaç tedavisine ihtiyacı gösterir boyuttaysa, psikiyatrist kontrolünde FAA’ in onay verdiği bir antidepresanla tedaviye başlanmalıdır. Bunun yanında eğer kişiyi strese meyilli kılan aşırı kontrolcülük, hassasiyet, tez canlılık, aşırı titizlik gibi olumsuz kişilik özellikleri varsa bireysel programlarla giderilmeye çalışılmalıdır. Ayrıca çocukluktan beri getirilen zihinsel yükleri tespit etme ve bunlardan arındırma çalışmaları başarı şansını arttırmaktadır. Bunlara ilaveten pilotun stres yönetimi konusunda donanımlarının artırılması, problem çözme, çatışmayla başa çıkma, zor kişilerle iletişim gibi konularda geliştirilmesi yeni stres yüklenmelerini önleme açısından son derece önemlidir.
DOÇ. DR. ADNAN ÇOBAN
PSİKİYATRİST-PSİKOTERAPİST
Kim Korkar Uçmaktan: Uçuş Korkusu
Korku insanda bir dereceye kadar var olması gereken bir duygudur. Bizi...