Psikoz dış dünyadan gelen uyaranların objektif ve rasyonel bir şekilde muhakeme edilebilmesi yani gerçeği değerlendirme yetisinin bozulmasıdır. Gerçeği değerlendirme yetisi bozulunca değerlendirmeler objektif ve rasyonel olmaktan çıkar, sübjektif, gerçeğe uymayan ve çarpık bir mantığa bürünür. Sanrılar bu çarpık mantığın ve onun sebep olduğu düşünce bozukluğunun ürünüdür.
Şizofrenili hastalarda sanrılara karşı sarsılmaz ve değiştirilemez bir inanç söz konusudur. Hasta kendi inandığı seçeneğin kesinlikle doğru olduğunu düşünür ve öne sürülen hiçbir delili kabul etmez. Öyle ki kendisini ikna etmeye çalışan kişileri bile düşman olarak görür. Doktorundan “Sen de onlardansın” ya da “Siz de onlarla işbirliği yaptınız. Bana kötülük edeceksiniz!” diye şüphelenebilir. Yoldan geçen biri selamlaşma kabilinden gülümsese bunu “Bu adam benimle dalga geçiyor, beni takip ediyor, bana komplo kuruyor!” şeklinde yorumlayabilir. Bir hasta bazı güçlerin hayatını karartmak için çalıştığına inanıyordu. Kendisine böyle bir şeyin olamayacağı söylendiğinde “Doktor Bey, siz de onlarla birliktesiniz, zaten siz de oyunun bir parçasısınız. Siz bana hasta damgası vuracaksınız, onlar da emellerine ulaşacaklar. Beni etkisiz hale getireceksiniz” diye savunmaya geçmişti.
Hasta doğru ile yanlışı, dost ile düşmanı birbirine karıştırır, hayatındaki her şey allak bullak olur. Bu yüzden ülkeden kaçmaya çalışan, kılık değiştirip sakal bırakan ve kendilerini tanınmayacak hallere sokanlar bile olur.
Şizofrenide Görülen Sanrı Çeşitleri Nelerdir?
Sanrıları sistemli ve sistemsiz olarak sınıflandırabiliriz. Gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan sanrılara sistemsiz, günlük gerçeğe uygun görünen sanrılara da sistemli sanrılar denir. Sistemsiz sanrılar absürt, tuhaf ve acayiptir. Kişinin uzaylıların gelip de beynine bir çip yerleştirdiğini ve bununla kendisini yönlendirdiğini düşünmesi sistemsiz sanrılara, MİT tarafından takip edilme, eş tarafından aldatılma, zehirlenmeye çalışılma gibi sanrılar da sistemli sanrılara örnek verilebilir.
En sık görülen sanrılar kötülük ve düşmanlık görme (perseküsyon) ve alınma (referans) sanrılarıdır. Ancak sanrılar grandiyöz (büyüklük), dînî, mistik ve somatik nitelikte de olabilir.
Kötülük ve Düşmanlık Görme Sanrıları (Perseküsyon Sanrıları)
Şizofrenide görülen en meşhur sanrılardır. Düşmanlık görme, tehlike içinde olma, kendisine kötülük yapılacağına inanma şeklinde belirir. Hasta önemli bir kişi olduğu için kendisiyle uğraşan güçlerin var olduğuna inanır. O yüzden düşmanlık sanrıları çoğu zaman büyüklük sanrılarıyla birlikte görülür. Önemli bilgilere sahip olduğunu ve takip edildiğini düşünen hasta gördüğü her olaydan, kişiden ve nesneden bu düşüncesini besleyen veriler elde etmeye çalışır. “Şu adam her gün buradan beni kontrol etmek için geçiyor, şu siyah araba benim için burada.” gibi deliller öne sürer. Televizyonda haber programı yapanların kendisini hedef gösterdiğini düşünür. Bu yüzden sürekli evini, işini değiştirir. Bir hasta, bu tarz düşüncelerden ötürü iki senede yirmi ev değiştirmişti. Yurt dışına çalışmaya ya da okumaya gidip bir ay sonra hastalanmış bir şekilde dönen gençler vardır. Amerika’ya yüksek lisans yapmaya giden çok başarılı bir öğrenci orada bir müddet yalnız yaşamıştı. Bulunduğu çevredeki yabancıların birtakım ters davranışlarına maruz kalmış, zamanla herkesin bir araya gelip kendisine oyun oynadığını, komplo kurduğunu düşünmeye başlamıştı. Her gördüğü Amerikalıdan şüpheleniyor; kendisini içeri atacaklarını, hayatını karartacaklarını zannediyordu. Bu düşünceler yüzünden dışarı çıkamaz hale gelmiş ve Türkiye’ye geri dönmüştü. Yine Amerika’ya eğitime giden bir genç ABD’de uzay çalışmaları çok yoğun olduğu için, uyurken kulağına alıcı cihaz yerleştirildiğini ve CIA’in bu cihazla kendisini takip ettiğini, yönlendirdiğini ve düşüncelerini okuyarak Türkiye hakkında bilgi elde ettiğini düşünüyordu. Yakın akrabaları tarafından zehirlenerek öldürüleceği şeklinde kötülük görme sanrıları da sık görülür. Bu yüzden hastalar evde yemek yemez, başkasının elinden su içmez ve odalarından çıkmazlar.
Bir diğer sık görülen sanrı da referans veya üstüne alınma sanrısıdır. Kişi haber spikerinin kendisine göz kırptığını, radyocunun mesaj gönderdiğini, reklamlarda kendisiyle ilgili şifrelerin olduğunu, bazı filmlerin ve dizilerin, bu film ve dizilerdeki karakterlerin kendisini anlattığını iddia edebilir. Sosyal medyada atılan mesajlar “kendisinden bahsediyor, onu tehdit ediyor, sanki dünya iş birliği içinde ondan bahsediyor” diye düşünebilir.
Kıskançlık sanrıları, eş tarafından aldatılma düşüncesiyle kendini gösterir. Kişi eşinin kesinlikle kendisini aldattığını iddia eder ve her şeyi buna yorar. Bu yüzden eşine zarar verme noktasına bile gelebilir.
Büyüklüklük Sanrıları (Grandiyöz sanrılar)
Genellikle kişinin kendisini devlet başkanı, başbakan, vali, ülkeyi yönetme ve dünyayı kurtarma gücüne sahip önemli bir kişi gibi görmesi şeklinde belirir. Meclise girip başbakana direktif vermek isteyen, düzen hakkında nutuk çeken, ileri geri konuşan, kendisinin kurtarıcı olduğunu düşünen hastalar bazen televizyon haberlerine konu olur. Bunların dışında büyüklük sanrıları asalet, keşif, erotomani, hak arama şeklinde görülebilir. Asalet sanrıları tanınmış bir aileden veya hanedan soyundan geldiğini zannetme, kral, kraliçe, prens veya prenses, çok zengin bir ailenin oğlu, kızı ya da varisi olduğunu iddia etme şeklinde belirir. Kişi zengin bir ailenin çocuğuyla evli olduğuna ve ondan çocuk doğurduğuna inanabilir. Hatta o kişiye ulaşıp DNA testi yaptıracağını söyler. Bunların yanı sıra, çocuklarını başkasının çocuğu, ailesini başkasının ailesi gibi görenlere de rastlanır.
Keşif Sanrıları
Eskiden beri sıklıkla gündem oluşturan, haberlere çıkan bir sanrı çaşidir. Kişi içinde bulunduğu zamanda yapılması mümkün olmayan bir şeyi icad ettiğini iddia edebilir. Keşif sanrıları absürt ve bilimsel dayanağı olmayan, olsa da kişinin kendi gerçeğiyle bağdaşmayan keşiflerle gündeme gelir. Kişi sürekli bir keşif yapma telaşındadır, kendisini bütün insanlığı kurtarmaya adamıştır ve bu yüzden sosyal geri çekilme yaşar.
Bir diğer büyüklük sanrısı da daha çok erkeklerde görülen ve dünyadaki bütün kadınların kendisine hayran olduğu inancıyla giden erotomanik sanrıdır. Kişinin dayanılmaz bir cazibesi vardır, bütün kadınlar onunla tanışmak için sıraya girmiştir. Hasta, beğenildiğini düşündüğünden, gördüğü her kadınla ilişki kurmaya çalışır ve yoldan geçenlere laf atıp sarkabilir.
Hak Arama Sanrısı
Hastanın mahkeme mahkeme dolaşıp kendisine miras kalan malın ailesi tarafından gasp edildiğini, hakkının yendiğini iddia etmesi, sürekli savcılığa ve karakola şikâyet dilekçesi vermesi şeklinde ortaya çıkar.
Dînî Ve Mistik Sanrılar
Çoğu zaman kişinin Tanrı, Peygamber, Mehdi, Mesih, dini bir lider veya evliya olduğuna inanması ve bunu iddia etmesi şeklinde ortaya çıkar. Bu hastalardan bazıları o kadar inandırıcı olur ki etraflarında inanan çok sayıda yandaş toplanır. Buna ‘folie a deux’ yani paylaşılmış psikoz denir. Bazen aileler bile bu sanrılara inanabilir. Çünkü hasta onlara göre çok sağlam deliller sunar: Sürekli namaz kılar, gece gündüz ibadet eder, dînî nutuklar çeker. Çevreden izole olur, inzivaya çekilir. Bunu gören bazı hasta yakınları onun kendini dine verdiğini ve erdiğini düşünmeye başlarlar.
Şizofrenide büyü, şeytan, cin gibi metafizik ve doğaüstü varlıklarla ilgili sanrılar da sıklıkla görülür. Kişi kendisine büyü yapıldığını, büyülerle erkekliğinin bağlandığını, öldürülmeye çalışıldığını iddia edebilir. Bazıları da sürekli onlarla konuşan ve canlarını yakan cin kılığına girmiş insanlar olduğundan yakınır. Şeytanı gördüğünü ve şeytanın kendisini yoldan çıkarmaya çalıştığını iddia edenler de olur.
Somatik (Bedenle İlgili) Sanrıla
Şizofrenide görülen meşhur sanrılardandır. Cinsel organından kötü kokular geldiği, vücudundan yayılan kokuların çevreyi rahatsız ettiği, insanların bunun için kendisine kızdığı ve onu dışladığı gibi düşüncelerle görülebilir.
Nihilistik (Yok Olma) Sanrılar
kişinin midesinin, böbreğinin ve bütün iç organlarının çürüdüğünü, vücudunun dağıldığını ve yok olduğunu düşünme şeklinde görülür. Şizofrenide benliğin, bedenin ve dış dünyanın sınırlarının kaybolmaya başladığı noktada ortaya çıkar. Sınırlar netliğini kaybettikçe kişi benliği yok oluyormuş gibi hissetmeye başlar. Bu o kadar şiddetli bir yok oluş duygusudur ki hasta sanki kıyamet kopuyor ve dünyanın sonu geliyor zanneder. Bu aşırı korku haline dağılma anksiyetesi adı verilir.
Sanrıların arkasında kişiye ait korkular ve duyarlılıklar yatar. Sanrıların arka planında kişinin kendisini ve dış dünyayı algılamasıyla ilgili detaylar yatar. Bazen güçsüzlük, güvensizlik ve değersizlik duygularına tepki olarak gelişebilir. Özgüveni azalmış, kendini lanetlenmiş, felaket kaynağı, değersiz, suçlu ve günahkâr gören bir hasta Mesih, peygamber, veli olduğunu iddia edebilir. Böylece kendisini idealize ettiği konuma yerleştirerek değerli olduğunu hissetmeye çalışabilir. Aşırı suçluluk duygusu olan bir şizofrenili kişi sürekli kendisini izleyen, işlerini aksatmaya ve engellemeye sebep olan ve kendisine zarar vermeye çalışan insanların olduğundan yakınabilir. Birçok düşmanlık sanrısının arka planında kendini aşırı suçlu görme yatar.
Sanrılar bazen de kişinin hayatındaki soyut meselelerin yarattığı stresten korunmak için bilinçdışı tarafından geliştirilen savunma mekanizmalarının bir uzantısı olarak gelişebilir. Örneğin evliliğinde mutsuzluk ya da güvensizlik hisseden bir hasta bunu, karısının yemeğine zehir koyduğu, her yemek yediğinde zehirin tadını aldığı ve zehirlendiği inancıyla dile getirebilir. Kişi soyut manada hayatının zehirlenmesi fikrini eşi tarafından zehirlenme şeklinde yaşar ve buna inanır. Burada kişinin iyi bir koca olmadığı düşüncesini eşine yansıtarak onun kendisini sevmediği ve yok etmek istediği şekline dönüştürür ve bu şekilde suçluluktan kurtulmaya çalışır. Esasında her sanrının arka planında soyut düşüncenin bozulmasıyla ortaya çıkan bu tür çarpıtılmış düşünceler yatar.
O yüzden şizofrenili kişilerin sanrılarının arka planını çözebilmek için iyi analiz edilmesi ve temeldeki duyarlı olunan düşünceyi düzeltmeye yönelik terapötik müdahalelerin yapılması gerekir
Şizofrenide Düşünce Biçim Bozukluğu Hangi Şekillerde Görülür?
Şizofrenide düşüncedeki biçim bozuklukları dereistik/otistik, paraloji...
Şizofrenide Ekt (Elektro Konvülsif Tedavi=Elektroşok) Nedir?
Elektro konvülsif tedavi (EKT), halk arasındaki tabirle “elektroşok” “...
Şizofreni İlaçlarının Yan Etkileri Konusunda Yanlış İnanışlar Ve Bilgi Kirlilikleri Nelerdir?
İnternet ve akıllı telefon gibi iletişim araçlarının artmasıyla birlik...